İnsan hayata tutunmak için çabalarken sadece deneyimlerinden değil ayrıca çevresinde algıladığı şeylerden yararlanabilsin diye örüntü belirleme ve yorumlama kabiliyeti ile yaratılmıştır. Örüntünün ilerleyişi, sonlanışı ve kendi içinde kurduğu mantığın bireyin duyu ve o zamana kadar edindiği bilgileri tatmin edip etmemesi sonucu hissettiği duygu ona karşısına çıkan bu yeni deneyimi örüntü hazinesine ekleyip eklememesi gerektiğine karar vermesini sağlar. Sorumluluk ve hak duyguları ise bireyin kendini tatmin etmek için karşı karşıya kaldığı, bitmemiş veya yanlış bitmiş örüntüyü doğru şekilde sonlandırma isteğinden ibarettir.
Ancak ki çevresinden edindiği tek şey örüntüler olmadığı için birey çevresinden ayrıca örüntü kavramını nasıl yorumlaması gerektiğini de öğrenir. Eğer sizin için öğretici bir role sahip bir birey size, sizin bitmemiş olarak ya da yanlış olarak gördüğünüz bir örüntünün aslında tamamlanmış ve doğru olduğunu söylerse onun örüntü yorumlayışına alışmanız ve benzer yorumlayışları edinmeniz pek olasıdır.
Örneğin birey kendi elinde olan bir örüntüyü tamamlamadıysa ve bunu fark etmediği gibi çevresi tarafından örüntünün tamamlanmadığı söylenmiyorsa -ya da tamamlanmış gibi davranıyorlarsa- bu bireyin sorumluluk "duygusu" büyük ihtimalle gelişmeyecektir. Ya da birey kendisini ya da bir başkasını etkileyen bir örüntüde yanlışlık olduğunu fark etmediyse ve öncekinde de olduğu gibi çevresi bunu fark ettirmezse de hak "bilinci" gelişmeyecektir.
Bu örneklerden yola çıkarak sorumluluk ve hakkın sonradan öğrenilen bir şey olduğunu düşünebilirsiniz kısa bir süreliğine. Oysaki doğal ve 'sosyal'den arınmış bir ortamda kişi yanlış ve tamamlanmamış örüntüyü fark etmekte zorluk çekmeyecektir. Bunun sebebi insanların kendi türlerine karşı ve kendi türleri arasındayken göz yumma ve işlerini başkalarına yükleme davranışlarına başvurabilmesidir, yani doğal ortamda bu davranışları sergileyemeyecekleri için örüntü belirleme kabiliyetlerini en üst seviyede kullanacaklardır. Doğal ortamın sorumluluk hakkında insana sağladığı diğer bir iyi durum da bireyin kendi sorumluluğu olmayan şeyleri fark edebilip buna göre hareket edebilmesidir. Çevresinde ona dayatılacak olan ve ona ait olmayan, zorla değiştirmesi beklenen örüntülerden uzaklaşacak, gerçek ve önemli olan örüntülere gerekli zamanı ayırabilecektir.
Ama ne yazık ki doğal ve 'sosyal'den arınmış olarak kafamızda canlandırdığımız ortam günümüz insanının herhangi bir şekilde ulaşabileceği bir ortam değildir. Bu yüzden birey haklarının yenilmesiyle, kendi sorumluluğu olmayan şeylere zorlanmakla oldukça sık karşı karşıya kalmaktadır. Yine de birey tüm kabiliyetini kullanmaya, örüntüyü oturtmaya devam etmeli; çünkü belki de böylece doğal bir ortama sosyalden arınmadan da ulaşabilir ademoğlu. Bence buna ulaşmak hakkıdır hatta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder